Makbule KARABULUT

Emekliye hüsran

İğneden ipliğe her mala zam geliyor. Elektrik, akaryakıt zamları ise belimizi bükmeye başladı. Hani, çarşıyı bırakın pazara çıksanız bile filenin doldurulması mümkün değil.

Ülkemizdeki 1980’li ve 90’lı yıllarda siyasetin ana sermayesi çarşı-Pazar pahalılığı, mutfak enflasyonu idi. Liderler, ellerine file alıp, Pazar fiyatları, meyve sebze fiyatlarını açıklayıp, asgari ücretlinin aldığı maaşlarla, emeklilerin aldıkları maaşları rakamları söyleyip, “bu file dolmuyor. İnsanlarımız açlık sınırında yaşıyorlar” diye hep birlikte açıklama yapıyorlardı.

Hükümeti birisi kuruyor, sonra koalisyon yıkılıyor, diğeri kuruyor. Yeni gelen “biz enkaz devir aldık” edebiyatıyla ülkemizin içinde bulunduğu hali durumu ifade ediyordu.

Zamanlı durum değişti. Ekonomik yapı değişti. İnsanların tercihleri değişti. Kısa yoldan zengin olmak, masa başı işlerde çalışmak gibi tercihler, günlük yaşantımızda bizlerin hedeflerini hep yüksek tuttu.

Bizler, emekli, dul, yetim aylıkları ile geçinmeye çalışan pek çok ailenin çocuklarının samanlıkta yatıp, padişah yaşantısı rüyası görmesine yol açan gelişmelerle şaşırıp kaldık.

Sosyal medya icat oldu, artık aile içi iletişim, komşular arası iletişim, mahalle kültürleri yerini, sosyal medya gruplarında yapılan ama gerçek anlam ve manası olmayan yazışmalara dönüştü.

Ülkemizde ve dünyada yetişen yeni nesil ile bizler gibi eski nesil arasına sanırım bu sosyal medya fena girdi.

Her ne kadar sosyal medya ile yatıp kalksak bile günümüz ekonomi devri. İnsanların geçim için, insanca yaşamak için gelire, paraya, çalışmaya ve kazanmaya ihtiyaçları var.

Senelerdir çalışıp, emekli olunca rahat etme düşüncesinde olan insanlarımızın eli ayağı tutanlar, kendisine iş bulabilenler ise gerçekten aile geçimine katkı, daha fazla sosyal imkanlardan faydalanma adına çalışmak zorunda kalıyorlar.

Çünkü, emekli maaşlarıyla geçinemiyorlar.

Seçim öncesinde emekli SGK ve Bağkurlunun ağızlarına bir parmak bal çalındı ve en düşük maaşları 7 bin 500 liraya çıkarıldı. Seçim bitti. Zam zamanı geldi. Zamlar, 7 bin 500 lira üzerinden değil, kök maaş üzerinden yapılacağı açıklandı. Emeklilerimiz bir haftadır zamlı maaş alıyorlar. Ama, 7 bin 500 lira alamıyorlar. Zam değil, maaş eksilmesi olmuş gibi bir izlenim var.

Birde kendi içlerinden yüksek sesle konuşmaya başladılar; “memurlara 8 bin lira seyyanen zam yapıldı. En düşük maaşları 22 bin 500 lira oldu. Bizim maaşlara gelen zamlarla beraber bizler 8 bin lira maaş alamıyoruz. Memur maaşının üçte biri kadar maaşa kaldık. “

Çok doğru bir tespit. Emeklilere hak ettikleri maaş verilmeli. Oranlarıyla siyaset yapıp kafa karıştırma yerine, ekonomik piyasaların, gerçekliklerin, enflasyonların, en azından ulaşım fiyatlarına yapılan yüzde 40’lık zammın bile oransal hesaplaması yapılarak, emekli maaşları en az asgari ücret kadar olmalı. Beklenti bu.