içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Adamına göre muamele

Geri sayımda son hafta

 

Seçim vakti geldi. Bu hafta sonu sandıklar kuruluyor. Seçmenler, sandık başlarına gelip oy kullanıp imza atacak. Atacakları en büyük imza ise ülkemizin bundan sonraki 5 yıllık dönemine ait olacak.

Yeni iktidar belirlenecek. Milletvekilleri seçilecek.

Yeni Cumhurbaşkanı belirlenecek. Seçilecek.

Ülkemizde kim ne derse desin 14 Mayıs akşamı ufuktan yeni bir güneş daha doğacak.

Mutlu, huzurlu ve dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer alan, Cumhuriyeti’nin 100. Yılını ise başarı ve geleceğe güvenle bakabilen insanlarla taçlandıran bir Türkiye bu güneşle aydınlanacak. 14 Mayıstaki seçimlerin hemen arkasından Atatürk’ün milli mücadele başlattığı 19 Mayıs 1919 tarihinin Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanması var.

Bunun için Mayıs ayı epey heyecanlı geçecek.

Gelelim, seçimlerle ilgili beklentilere.

Meydanlar gerçekten şenlendi. Milletvekili adayları geziyorlar. Peşlerinde partililer, onlara destek verenler var. Çarşı-Pazar şenlik yerlerine döndü.

Siyasetin kalbinin attığı kahvehanelerde ziyaretler her ne kadar eskisi gibi olmasa da yine de gelip geçen vekil adayları var. Kahvehane sakinlerimiz, kendi aralarında sürekli hükümet kurup deviriyorlar. Herkesin gönlünde yatan bir beklenti var, pek çoğu ise, milli mücadele, huzur, terörden uzak bir Türkiye özlemi içinde.

En önemli kriterler ise meydanlarda toplanan halkın mitinglere katılımı ve sayıları.

Muhalefet ile iktidar arasında bu konuda bana göre açık fark var. Tabi, muhalefet bu konuyu sulandırma adına, “resmi çalışanlar zorla miting alanlarına götürülüyor!” şeklindeki senelerdir aynı terane diyebileceğimiz söylemlerine devam ediyor.

AK Parti tabi ki bu söylemi kabul etmiyor. Zaten verilen cevaplara bakıldığında ise durum epey bir “tencere altın kara, seninki benden kara” görüntüsü çıkıyor. Çünkü, CHP’li belediyelerde çalışanların da durumları aynı, miting zamanı meydanlara götürülüyorlar.

Ama, miting meydanlarındaki coşku ve heyecan, bu işlerin bindirilmiş kıtalarla mı yoksa gerçekten gönüllü gelen insanların varlığıyla mı meydanların dolduğuna işaret veriyor.

AK Parti veya MHP yada Cumhur ittifakının mitinglerinde heyecan, coşku ve ahengi görebiliyoruz.

Oysa ki, CHP’nin etraftan bindirilmiş kıtalarla düzenlediği mitinglere gelen giden otobüslerin park yerleri, alandaki suskunluklar dikkat çekiyor.

Siyasetin geleceği ve yapılan çalışmalarına ilişkin olarak halkımız arasında benim de sık kullandığım bir söylem var; “at binenin, kılıç kuşananın!”

Yeni, parti yönetimleri bu miting işlerinde uzmanlaşmış kişilerden oluşuyor. Kimin, nereden ne kadar kişi getireceği seneler öncesinden belli. İktidar, özellikle AK Parti bu konudaki organizasyonu. Merhum Necmettin Erbakan Hoca’nın uyguladığı “her evden en az üç kişi” taktiği sayesinde geliştirmiş.  

Bazı partilerin mitinglerine baktığımızda ise partilerin yönetim kurulu asil ve yedek üye sayılarının toplandığı zaman elde edilen rakamlardan, sayıdan daha az olması dikkat çekiyor. Bu durum ise, siyasete olan ilgi ve desteğin, o partinin yönetim kademelerinin nasıl ve ne için doldurulduğunun işaretini veriyor.

Siyasette artık eş, dost ve adamına göre muamele dönemi bitmeli.

Siyasetin amacı, ülkeye hizmet, vatandaşa hizmet ise partilerin iktidar hesapları ve söylemleri de iktidar programları da bu çerçeve içinde değerlendirilmeli.

Yoksa, miting alanında, TV ekranlarında konuşulan, “soygun var, talan var. Yolsuzluklar var!” diye iddialar üzerinden nutuk atılması, yapılan bu açıklamalara delil gösterilmemesi ve söylendiği yerde kalmasına artık kimsenin gönlü razı değil.

Kim ne söylerse söylesin, iddia sahibi, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Yolsuzluk var, diyenlerin, yolsuzluk bilgi, belgelerini açıklaması, ilgili Cumhuriyet Savcılarına vermesi gerekiyor. Bu kişiler vermezler ise kanunlarımız gayet açık ve seçik. Savcıların harekete geçip, “siz, şurada, böyle bir konuşma yaptınız. Bizlerde bu konuşmayı dikkate alıp, ön inceleme başlatmak istiyoruz. Elinizde ne gibi bilgi, belge var. Verin bize, gereğini yapılım…” diye durumdan vazife çıkarılmasına dair kanunlarımız var. Mevcut.

Bakıyoruz, söylem, var, iddia var, ispat ve şikayet yok.

Vatandaşlar olarak bizler bu durumdan gerçekten mustaribiz.

Gelelim son duruma.

Artık son viraja geldik. Bu hafta bütün işler tamamlanacak. Hafta sonu dananın kuyruğu tam kopacak. Siyasetin söylemleri susacak, seçmen oylarıyla konuşacak.

Ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olması en büyük dileğimiz.

Türkiye ne iktidarlar gördü ne siyasetçiler gördü. Ne darbeciler gördü. Hepsi, tarihin içinde gömüldüler.

Bugün, pek çoğunu hatırlamıyoruz bile.

 

Bu yazı 782 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum